Apple Design Awards Kazanmanın Sırları

iOS #25Yazılım #35Apple #8Tasarım #6

Alper Cem Öztürk yazdı.

Figure 1: Apple Design Award 2023

İçerik

Merhaba sevgili Mobilen okurları,

Bildiğiniz gibi, Apple her yıl WWDC zamanı en üstün tasarım ve yenilikçilik örneklerini Apple Design Awards (ADA) ile ödüllendiriyor. Bu sayıda Apple Design Awards özelinde mobil dünyanın sınırlarını zorlayan, yaratıcılığın, yenilikçi ruhun, kullanıcı deneyiminin ön planda olduğu bir serüvenin öne çıkanlarını konuşacağız. Sonrasında ise bu ödülü kazanmanın gerektirdiklerinden derinlemesine bahsedeceğiz.

Öncelikle Apple Design Awards, nam-ı diğer ADA, nedir biraz bundan bahsedelim. ADA, aslında mobil uygulama ve oyun dünyasının en prestijli ödüllerinden biridir. Her yıl WWDC etkinliği sırasında sahiplerini bulan bu ödüller, üstün tasarım, yenilikçilik ve kullanıcı deneyimine sahip projelere verilir. ADA, mobil geliştiricilerin yaratıcılıklarını ve teknolojik yeteneklerini sergileyebilecekleri önemli bir platformdur. Bu ödülleri kazanmak, sadece bir başarı belgesi değil, aynı zamanda sektörde öne çıkan bir isim olmanın da bir kanıtı niteliğindedir desek yanılmış olmayız.

Apple, bu ödülleri toplam altı kategoriye ayırmış: Kapsayıcılık, Keyif ve Eğlence, Etkileşim, Sosyal Etki, Görseller ve Grafikler ve son olarak İnovasyon.

Sizi fazla sıkmamak adına her bir kategoriye göz atmayacağız. Amacımız, bu uygulamaların diğerlerinden farklı olarak neler yaptıklarını anlamak ve belki de bize ilham olmalarını sağlamak olacak. Üzerine konuşmanın bize daha çok katkı sağlayacağını düşündüğüm için Keyif ve Eğlence, Sosyal Etki ve İnovasyon olmak üzere üç kategoriden çıkarımlar yapmaya çalışacağız. Daha sonrasında uygulama bağımsız, bu ödüllerin verilmesinde önemli rol aldığını düşündüğüm detaylı bir incelemeyi sizle paylaşacağım.

Şimdi hep beraber bu üç kategoride göz önünde bulundurulan kriterlere ve bu kriterler doğrultusunda bu yılın kazananlarına bakalım. Bu yazıda analizi daha düzgün yapabilmek adına kapsamı küçültüp, yalnızca mobil uygulamalara göz atacağımızı unutmadan belirteyim.

Apple Design Awards Kategorileri

Keyif ve Eğlence Kategorisi

Keyif ve Eğlence kategorisi, kullanıcılara keyifli anlar yaşatan ve eğlenceyi teknolojiyle buluşturan uygulamalara odaklanıyor. Bu kategori, tasarımın, kullanıcı deneyiminin ve eğlencenin birleşimini sergileyen uygulamaları öne çıkarırken, finalistler arasında yer alan uygulamalar da her biri kendi alanında dikkat çekici deneyimler sunuyor. Bu yılın finalistleri arasında, benzersiz içerikleri ve yaratıcı tasarımlarıyla öne çıkan CREME, Chantlings, Pocket Card Jockey: Ride On! ve Knotwords yer alıyor.

Yine de, bu yılın kazananı tüm bu özellikleri bir adım öteye taşıyarak dil öğrenimini yeniden tanımlayan Duolingo oldu.

Duolingo

Figure 2: Duolingo

Hepimiz dil öğrenme adımlarını atarken, ücretsiz uygulamaların en az birini test etmişizdir. Eğer denedikleriniz arasında Duolingo varsa, diğer uygulamalardan deneyim olarak ne kadar sıyrıldığını siz de farketmişsinizdir.

Figure 3: Duolingo in App Images

Duolingo’nun diğer dil öğrenme uygulamalarından farklılaştığı kısım, şüphesiz öğrenme deneyimini sıkıcı bir rutinden çıkarıp eğlenceli ve keyifli bir aktiviteye dönüştürmesidir. Uygulama, eğlenceli mini oyunlar aracılığıyla dil becerilerinizi geliştirme şansı sunarak öğrenme sürecini motive edici hale getiriyor. Ayrıca, kullanıcılara kulüplere katılma ve diğer öğrencilerle etkileşim kurma imkanı tanıyarak sosyal bir boyut ekliyor. Tüm bunlar, kullanıcıların öğrenirken keyif almasını sağlayarak Duolingo’yu Keyif ve Eğlence kategorisinde birincilikle taçlandırmış.

Sosyal Etki Kategorisi

Günümüz hızla dijitalleşen dünyasında, zihinsel sağlığın korunması ve geliştirilmesi her zamankinden daha büyük bir önem kazandı. Modern yaşamın getirdiği yoğun stres ve kaygı, bireyleri içsel dengeyi bulmaya ve zihinsel refaha daha fazla önem veren bir yaşam tarzı arayışına itti. Bu yılki Sosyal Etki finalistleri de bunun üzerinde yoğunlaşarak, zihinsel sağlık alanında fark yaratan uygulamaların ne denli değerli ve etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu yılın Sosyal Etki finalistleri arasında Duolingo, Sago Mini First Words, Hindsight ve Beecarbonize gibi güçlü adaylar yer aldı. Ancak en parlak yıldız, ödülü evine götüren Headspace oldu.

Headspace

Figure 4: Headspace Logo

Daha önce birkaç meditasyon ve mental sağlık uygulamasını deneyimlemiş birisi olarak, Headspace’i kullanmaya başladığımda önceki deneyimlerimden daha farklı bir deneyim yaşadığımı söyleyebilirim. Farklılıktan kastımın ne olduğunu soracak olursanız, buna uygulamanın sunduğu tam rehberlik cevabını verebilirim. En basitinden bir nefes egzersizinde dahi uygulama sizi yalnız bırakmıyor. Bu gibi konularda görsel tasarım ve haptic feedback (bkz: Haptic feedback) kullanımlarının ustaca yapılması, kullanıcıya tam rehberlik edilmesini kolaylaştırmış.

Figure 5: Headspace in App Images

Buraya bir parantez açıp, Headspace gibi mental sağlık uygulamalarının kronik sorunu olduğunu düşündüğüm bir noktaya değinmek istiyorum. Eğer kötü bir moddaysanız, asla yüzlerce seçenek arasında boğulup, sonsuza kadar kaydırmak istemiyorsunuz. Bu çok can sıkıcı ve zaman çalan bir deneyim. İşte bu nedenle birçok kullanıcı, bununla vakit kaybetmek yerine uygulamayı kapatmayı tercih ediyor.

Bu temel soruna dikkat çektikten sonra bir adım daha ilerleyelim ve Headspace’in neden bu kategorinin önde gelen ismi olduğuna bakalım.

Headspace’i Sosyal Etki kategorisinin kazananı yapanın, uygulamanın farkındalık ve zihinsel sağlık konularında geniş kitlelere ulaşması ve bu alanlarda gözle görülebilir olumlu etkiler yaratması olduğunu düşünüyorum. Bunu App Store puanlamaları ve yorumları üzerinden de çok net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Uygulama aynı zamanda, meditasyon ve zihinsel sağlık pratiğini erişilebilir ve anlaşılır bir şekilde sunarak, insanların stresi azaltmalarına, zihinsel dengeyi bulmalarına ve daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmelerine yardımcı oluyor. Başka bir deyişle, Headspace sadece bireysel kullanıcıların değil, toplumun genel sağlık ve mutluluğu üzerinde de gözle görülebilir olumlu bir etki yaratıyor diyebiliriz.

İnovasyon Kategorisi

Kullanıcı deneyimini kökten değiştiren, teknolojinin yeni alanlarında çığır açan ve beklenmedik yaklaşımlarla öne çıkan uygulamaların değerlendirildiği bu kategoride, öne çıkan uygulamalar arasında Camo Studio, Rise: Energy & Sleep Tracker, Resident Evil Village ve stitch gibi harika projeler yer aldı.

Öte yandan inovatif yaklaşımıyla en dikkat çeken ve tenis deneyimini baştan aşağı değiştiren SwingVision: A.I. Tennis App, ödülün sahibi oldu.

SwingVision: A.I. Tennis App

Figure 6: SwingVision Logo

Her ne kadar sıkı bir tenis izleyicisi olsam da, iyi bir oyuncu değilim. Daha iyi bir oyuncu olabilmek adına kurs alma, özel antrenörlerle çalışma gibi bir arayış içine hiç girmedim. Bu yıl Apple Design Awards açıklandığında SwingVision ile tanıştım ve oldukça etkilendiğimi de söylemeliyim. Şimdi de sizinle tanıştırmak istiyorum.

SwingVision, A.I. ve Neural Engine’in gücünü birleştirerek kullanan, tenis oyunumuza her yönden katkı sağlamayı hedef alan bir tenis koçu olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknolojiler sayesinde her vuruşu, hareketi ve taktik tercihlerini analiz ederek kullanıcısına rehberlik ediyor. Tenis oyununu daha akıllı, daha stratejik ve daha keyifli hale getirmek için kullanılan bu teknolojiler, uygulamayı inovasyonun zirvesine taşıyor.

Figure 7: SwingVision in App Images (1)

Peki bunu nasıl yapıyor? Öncelikle uygulama sizden telefonunuzu kortu düzgün bir açıyla görebilecek şekilde yerleştirmenizi istiyor. Tripot yardımıyla telefonunuzu yerleştirip, gerekli adımları tamamladıktan sonra ise yapmanız gereken tek şey oyununuza odaklanmak. Geriye kalan işi SwingVision tamamlayacak.

Figure 8: SwingVision in App Images (2)

Oyun sırasında içerde mi dışarda mı emin olamadığımız durumlarda Apple Watch veya başka bir iOS cihazı ile line call (Line call) yapabiliyoruz. Özellikle bu, çok tatlı bir özellik olmuş. Oyun sonunda ise bütün oyuna dair tüm istatistikler, görselleştirilerek bir döküm halinde kullanıcıya sunuluyor. A.I. ve Neural Engine teknolojileri sayesinde, maçın önemli anları video kaydı olarak tutuluyor. Böylelikle maçtaki en uzun rallilerimizi veya break point’lerimizi (Break point) sonradan izleyebiliyoruz.

Figure 9: SwingVision in App Images (3)

Tenis uzun soluklu ve yorucu bir spor. Dolayısıyla telefonumun şarjı, ortalama bir kullanım için yeterli olur mu diye düşünüyor olabilirsiniz. Buna yanıtım kısmen evet olacak. Eğer profesyonel bir oyuncu değilseniz ve uygulamayı çoğunlukla antrenmanlarınızı analiz etmek amacıyla kullanıyorsanız, uygulamanın pil tüketimini minimumda tutarak antrenman sonuna kadar size eşlik edebildiğini söylemek mümkün. Ancak geliştirici ekip tarafından sonraki sürümlerde uygulama üzerinden tenis maçlarının canlı yayınının yapılabileceğinin müjdesi verildi. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda, yeni sürümlerde pil konusunun daha endişe verici olabileceğini söyleyebiliriz.

Ancak tüm bu teknik detaylar, SwingVision’ın tenis deneyimine nasıl dokunduğunu görmemizi engellemesin. Geniş bir perspektiften bakacak olursak, SwingVision’ın tenis tutkunlarına sunduğu inovasyon ve teknoloji dolu deneyimin, sadece kullanıcıların oyununu geliştirmekle kalmadığını, aynı zamanda tenis sporuna yeni bir bakış açısı kazandırdığını görüyoruz. İşte bu nedenle, SwingVision’ın Apple Design Awards’ta inovasyon kategorisinde ödül kazanmasının şaşırtıcı olmadığını söyleyebilirim.

Ayrıca, SwingVision’ın hikayesini öğrenmek ilgi çekici geliyorsa, Apple’ın Swupnil Sahai ve kurucu ortağı, gücünü yapay zekadan alan SwingVision ile servis kırıyor yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Son

Hep beraber bu yılın Apple Design Awards ödüllerinin öne çıkanlarını ve bu öne çıkanların neyi farklı yaptıklarını konuştuk. Umarım yolculuğumuz boyunca yeni fikirler ve bakış açıları bulabilmişsinizdir.

Eğer uygulama bağımsız bir şekilde Apple Design Awards kazanmanın tasarım dilinden, renk şemasına kadar neleri gerektirdiğinin derinlemesine analizini görmek istiyorsanız, Joseph Russel’ın bu muhteşem blog yazısına kesinlikle bir göz atın. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere. Hoşça kalın :)

Kaynakça